DEVAK - Faaliyet Raporu 2013

33 Avustralya habitat olarak ne kadar Türkiye’den farklı ise insanların cana yakınlığı konusunda bir o kadar benzer. Kaldığım süre boyunca Avustralyalı bir aile ile aynı evi paylaştım. Onların bir odalarını kiraladım. Kendileriyle farklı katlarda fakat aynı evde yaşıyorduk. qRN VD\JàOà JđOHU \đ]Ođ YH \DUGàP VHYHUOHUGL Dönmeme rağmen onları unutmam imkânsız. Sadece birlikte kaldığım aile değil birçok kere Avustralya insanının misafirperverliğine tanık oldum. Fakat beni en çok etkileyen sanırım otobüste yaşadığım diyaloglardır. Otobüse her binerken ve inerken insanlar teşekkür ediyorlar. Şoförlerse neredeyse her zaman güleryüzlü ve asla acele etmiyorlar. Geldiğim ilk ay hem okulun açılması hem de mezuniyet işlemleri yakın tarihlere denk gelince çokça öğrenci otobüs bekler oldu. Yine bu şekilde kalabalık bir Perşembe gününde otobüs şoförü kalabalık olan otobüsü yolda durdurdu ve “Sizlerden çok özür diliyorum otobüsü durdurduğum için fakat bir sonraki durak da muhtemelen kalabalık olacak, rica etsem arkaya doğru ilerleyebilir misiniz” dedi. İnsanlar ilerledikten ve her şey yoluna girdikten sonra “Herkese çok teşekkür ederim. Hepinize iyi akşamlar” dedi. Tabii ki Türkiye’deki manzaralara aşina olan ben büyük bir şok yaşadım. Hayat bu kadar keyifli ve kaliteliyken eğitim durumu da aklımda bir soru oldu. Listelerde okulum gayet iyi bir sıradaydı. Ve okulun açılmasını beklemeden okulu keşfe gittim. Gittim ve kayboldum. Gördüğüm en büyük kampüs olan İTÜ Ayazağa kampüsünden sanırım 3-4 kat daha büyük, kendine ait gölleri (3 adet gölü vardı) olan, GHQ ID]OD ELQDVà RWREđV GXUDÛà qRNOX durak) ve bir deniz otobüsü iskelesi olan devasa bir kampüsle karşılaştım.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=